Sistemik Bireysel ve Aile Terapisi


Sistemik Bireysel ve Aile Terapisi 4.ncü kuşak uluslararası psikotedavi yöntemi olarak yerini almıştır. Almanya gibi Avrupa ülkelerinde Psikoanaliz, Bilişsel Davranışsal ve Hümsanist Terapi yöntemlerinden sonra gelen en yeni ve oldukça kapsamlı kavram geliştirmiş bir yöntemdir. Virginia Satir kuşkusuz Sistemik Terapinin annesidir. 1950'lerin ortalarında, bireyler ile birlikte aileleri de tedavi sürecinde dahil etme konusunda devrimci bir fikri vardı. Sistemik düşüncenin diğer önemli temsilcileri Gregory Bateson, Salvador Minuchin, Paul Watzlawick ve Helm Stierlin'dir.


Sistemik terapistler insanların sosyal bağlantılarına odaklanır. Menşe ailesi, kendi kuralları, rolleri, dilleri ve etkileşim kalıpları ile özellikle önemlidir. Bunların benlik algımız ve diğer insanların ve davranışlarının bizi nasıl etkilediği üzerinde yaşam boyu bir etkisi vardır. İnsanların birbirine bağlı olması nedeniyle danışanın yaşantısında önem taşıyan yakın kişileri sistematik olarak danışmanlık sürecine dahil eder. Bu fiziki olmadığı zamanlarda değişik teknik yöntemlerle (sirküler sorgulama, aile dizimi, Reframing, Genogram çalışması) ile gerçekleştirilir.


Sistemik terapistler danışanların bağımsız olduğunu varsayar ve onu "kendi adına uzman" olarak görür. Terapistin tutumu kabul, empati, tarafsızlık ve takdir ile şekillenir. Herkesin kendi çözümlerini geliştirebileceği varsayımına dayanarak, danışanın mevcut kaynakları ve becerileri ile çalışırlar.


Daha fazla bilgi için:
http://www.sistemikpsikoterapi.org.tr/



EMDR


EMDR (Göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme), Dr. Francine Shapiro tarafından geliştirilen, bilimsel destekli, travmanın ve travma sonrası stres bozukluğunun belirtilerini tedavi etmeyi amaçlayan bütünleştirici bir psikoterapi yaklaşımıdır.


Shapiro EMDR’nin işleyişini ve etkinliğini açıklamak adına “Bilgi İşleme Teorisi” adını verdiği bir teori ortaya çıkarmıştır. Bu teoriye göre bütün insanların fizyolojik bazlı bir bilgi işleme sistemi vardır. Bu sistem, bizim deneyimlerimizi ve anılarımızı onlara ulaşarak en etkin şekilde işlememizi sağlar. Anılarımız, zihinde onlarla ilgili düşünceler, görüntüler, duygular ve hisler şeklinde depolanır. Öğrenme süreci, yeni bilgilerin, hafızamızda hali hazırda bulunan eski bilgilerle bağlantıya geçebilmesiyle olur. Çok olumsuz ya da travmatik bir olay yaşandığında, bu olaya bağlı oluşan olumsuz duygular, bilgi işleme sürecine müdahale etmekte ve bu işlemin yarıda kalmasına sebep olmaktadır. Böylece travmatik anının, hafızanın diğer kısımlarında tutulan diğer bilgilerle bağlantısı kopmuş olur.


EMDR seansları özel bir sıra halinde ilerler ve teknik sırasında göz hareketleriyle, seslerle ya da bedende yapılan küçük dokunuşlarla çift taraflı (beynin sağ ve sol tarafı) uyarım sağlanır. Böylelikle işlenme süreci yarıda kalan travmatik anıları sağlıklı bir biçimde işlenerek, bu anılara bağlı ortaya çıkan rahatsızlıkların giderilmesi hedeflenir. EMDR diğer terapi yöntemlerinle uyumlu bir biçimde uygulanır.


EMDR, travma sonrası stres bozukluğunun tedavisi için geliştirilmiş olsa da olumsuz inançlar veya diğer kötü yaşam deneyimlerinin üzerinde de etkili olmaktadır. Terapide en az bir seans danışana EMDR’ın ne olduğunu anlatmaya ayrılır ve kişiyi sürece hazırlar. Ardından EMDR’ın 8 aşamalı terapi yaklaşımı danışana belirli bir takvim halinde uygulanır. EMDR’da geçmiş deneyimlere, bugünkü stres uyaranlarına ve gelecekteki ihtiyaçlara odaklanılır.


Daha fazla bilgi için:
https://www.emdr-tr.org/emdr-nedir/



Transaksyon Analizi


Transaksiyonel Analiz, 1950’lerde Eric Berne tarafından geliştirilmiş olan, insan davranışlarını, iletişim ve ilişkileri anlamayı kolaylaştıran bir modeldir. Bireyin kendisine ve ilişkilerde kullandığı stratejilere dair bakış açısı sağlamaktadır. TA, insan ilişkileri, psikolojik danışma, psikoterapi, yaşam koçluğu, örgüt ve eğitim gibi birçok alanda uygulamalı olarak kullanılabilen bir psikolojik danışma/psikoterapi yaklaşımıdır. Transaksiyonel Analiz’de kişilik kuramında çocuk-yetişkin-ebeveyn ego durumlarının kullanılması diğer kuramlardan ayırır.


Ebeveyn ego durumu: Birey, çocukluk döneminde kendi bakım verenini, anne-baba ve yakın çevresindeki otorite figürlerine ilişkin kayıtlarından oluşmaktadır. İlerleyen yıllarda karşılaştığımız olaylarda onlar gibi konuşur, düşünür, tepki veririz.


Yetişkin ego durumu: Şimdi ve burada ilkesi doğrultusunda mantıklı, objektif düşünebilen, sağduyulu tarafımızdır.


Çocuk ego durumu: 0-7 yaş arası yapılan kayıtları kapsamaktadır. Çocukluk dönemine eşlik etmiş duygu, düşünce ve davranışlardır. Kişi yıllar geçse dahi çocuk ego durumunda davrandığında aslında geçmişi tekrar etmektedir.


Tek bir ego durumunda kalmaz. Üç ego durumunu da duruma göre kullanırlar. Sağlıklı bireyler üç ego durumunda dengeli bir şekilde kullanırken, bazıları birinde ya da ikisinde daha fazla duruyor olabilir.


İki insan bir araya geldiğinde, onların ego durumları arasında bir etkileşim başlar. Ego durumları birbirlerine mesaj göndererek tepki alışverişi yaşayıp Eric Berne tarafından transaksiyon olarak tanımlanan bu süreçte bireyler, ego durumlarına göre diğer bireylerle farklı biçimlerde iletişim kurarlar.


Terapinin amacı ego durumlarının farkındalığını yaratıp, sağlıklı kullanımını gerçekleştirip verimli ''transaksyonlar'' (iletişim) oluşturmak.


Daha fazla bilgi için:
http://ta.org.tr/



Şema Terapi


Jeffrey Young tarafından geliştirilen Şema Terapi, farklı ruhsal sorunların tedavisinde kullanılan etkili bir terapi yaklaşımıdır. Şemalar, çocukluk döneminde oluşmaya başlayan, yaşamımız boyunca karmaşıklaşarak dayanıklı ve kalıcı hale gelen olumsuz kalıp yargılardır. Kendimizle ve çevremizle ilgili sorgulamadan kabul ettiğimiz inanç ve duygular – yani şemalar – sayesinde dünyayı çok daha hızlı algılayıp, çok daha hızlı kararlar alabiliriz. Ancak çocukluk döneminde bizi hayatta tutan bu kalıplar, ergenlik ve yetişkinlikte çoğunlukla uyum bozucu hale gelir ve tekrarlayan pek çok duygusal problemin temelini oluşturur. Bu kadar kalıcı ve hayatımızın her alanını etkileyen şemalarımızın genellikle farkında değilizdir. Bir tetikleyici ortaya çıktığında – bu bir olay, durum, görüntü, ses ve hatta koku olabilir – düşüncelerimize, duygularımıza ve beden duyumlarımıza şemamız hükmeder. Böylece işlevsel olmayan düşüncelere takılıp, olumsuz duygular yaşarız. Terapinin amacı, şemaları tanıyıp kökenlerini belirleyerek tetiklendiğinde bunu fark edip şemaya dur demeyi öğrenmek.


Daha fazla bilgi için:
http://tr.sematerapienstitusu.com/



Bilişsel Davranışçı Terapi


Bilişsel Davranışçı Terapi psikoloji ve psikopatoloji (ruhsal rahatsızlıklar) alanındaki bilimsel bulgulara dayalı olarak geliştirilmiş, bilimsel ilkelerin psikoterapi alanına uygulanmasıyla ortaya çıkmış çağdaş bir psikoterapidir. Psikoterapi ruhsal rahatsızlık veya sorunları sözel etkileşim yoluyla (görüşmelerle) çözme tekniğine verilen genel addır. Bilişsel Davranışçı terapi ruhsal rahatsızlıkları açıklarken ve nedenlerini araştırırken psikoloji biliminin verilerine dayanır. Bu rahatsızlıkların çözümünde kullandığı sözel ve davranışsal yöntemler de aynı şekilde bu bilimsel ilkelere ve öğrenme kuramlarına dayalıdır. Ortaya konulan bu tedavi yönteminin etkinliği bilimsel olarak sınanmış ve yüzlerce klinik araştırmayla birçok ruhsal rahatsızlıkta etkili olduğu gösterilmiştir.


Daha fazla bilgi için:
http://www.bilisseldavranisci.org/



Gottman Çift Terapisi


Çift Terapisinde Gottmann Yöntemi Dr. John Gottman’ın 1970’de başlayan ve bugüne kadar devam eden bilimsel araştırmalarına dayanmaktadır. Bu araştırmalar, dünyada çiftlerle yapılan ilk ve en kapsamlı araştırmalar olma özelliği taşımaktadır.


Çiftler terapiye yoğun bir çatışma içinde, kronikleşmiş çaresizlik, umutsuzluk ve yorgunlukla (ortalama olarak sorunlar ortaya çıktıktan altı yıl sonra) gelirler. Gottman Terapisinin amacı, çiftin arasındaki çelişkili sözlü iletişimi devre dışı bırakmak, yakınlığı, saygıyı ve sevgiyi artırmak, çatışan durumlarda bir durgunluk hissi yaratan engelleri kaldırmak ve ilişki bağlamında daha yüksek bir empati ve anlayış duygusu yaratmaktır. Gottman yöntemi bunu, “mutlu ilişkilerden” edinilen bilimsel bilgiyi, sorun yaşayan çiftlere aktararak etkili bir biçimde sağlar.


Daha fazla bilgi için:
https://www.gottman.com/